kopf

türk deut

Necip Bey Necip Bey - Roman -

Roman, bir ailenin yaşanmışlıklarla dolu hikâyesi olduğunu ilk satırlardan, hatta başlığından ortaya koyuyor. Türk aile yapısında benzerlerine rastlanır bir otoriter baba, sevgisiz bir ortamda büyümek zorunda kalan çocuklar, geri planda kalan anne…

Anlatıcımız Hulusi Müderrisoğlu… Bir de kardeşi var, Ahmet… Babaları Necip Bey’in otoritesinin gölgesinde geçen bir çocuklukta kendi yollarını bulmaya çalışıyorlar… Tüm hayatı etkileyebilecek potansiyeldeki kararların hepsi Necip Bey’in inisiyatifinde. “Çocuğum sen ne istersin?” gibi bir cümlenin esamesi okunmuyor. Hulusi büyüdükçe babasının niye bu denli ketum olduğunun cevabını bulmaya çalışıyor. Araştırıp sordukça ortaya çıkanlar ise okuru şoke edecek cinsten…

İkinci Durakİkinci Durak - Roman -

Yaşamın içinden hızla gelip geçen ınsanın, bir an için durup geriye baktığı yerdir İkinci Durak.

Düzenin hem isbirlikçisini, hem de muhalifini öğütüp attığı yerdir İkinci Durak.

Kalabalıklar içinde bir yalnızlık, yoğunluk sonrası bir geri çekilme, ya da beyhude çabaların sergilendiği bir yer olabilir ikinci Durak.

Ancak biliriz ki, “son durak” tan bir öncekidir İkinci Durak ve buradaki suskunluğun nedeni de, işte bunun farkına varılmasıdır.

ŞeyŞey - Anlatı -

N’aber, len..”şeyden” mi geliyon...Yoo, ne işim var ulan
“şeyde”...Ben “şey” sandım da... Ne?
Yahu, hani geçen gün “şeylerle” beraber, bir yere gittiydiniz
ya: onu sandım... Oğlum, her günü papaz “şey” yer mi? Bıkar be... Haklısın... Hadi bana eyvallah, sonra görüşürüz.

Kırk Küpün AltındakiKırk Küpün Altındaki - Novella -

Gerçek göründüğü gibi değildir. Ya da öyledir ama ancak bildiklerimizi bir yana bırakıp taptaze bir bakışla baktığımızda öyledir. Yaşamdan, dört bir kolundan sunduğu esini aldığımızda.. işte o zaman görüveririz kırk küpün altındakini. Görür ve sorunuzun doğru yanıtını devşiririz.

Orhan Aydın, bizlere iyi bir değirmenin unu kadar ince elenmiş bir öykü anlatıyor.

Çatalkazik yazilariÇatalkazik yazıları - Deneme -

Herkes şarkı söyleyebilir. ancak besteyi ve güfteyi hatasız okuduğu halde kendisine şarkıcı diyeceğimiz bir sürü zanaatkar vardir. Eksik olan nedir? "Blues tınısı" diye tanimlayabileceğimiz: duygu, heyecan, içtenlik vs.....

Bence, "blues´ù olmayan" şarkı da söylemesin. Böylesini dinlemeye artik ne sabrımız, ne de zamanımız kaldı

AvludakilerAvludakiler - Novella -

Bir yetişkine serüven gibi gelmeyen sıradan olaylar bir çocuğa unutulmayacak anlar yaşatabilir. Hele de meslek seçimi, calıştığı işyerinde devrim niteliğinde bir buluşa tanıklık ve paydaşlık edecek bir başlangıç ise.

Hayat bize dünyalar eşliğinde sunulmaktadır ve bir değirmende de iki farklı Dünya mevcuttur: biri değirmenin içinde, diğeri dışında, İçeride ilk bakışta salt üretimin sorunları ve işleyişi ile ilgileniyormuş gibi görünen ama aslında yaşanılanılanı dert edinen ve bununla tavlanip gelişen işçilerin ve ustabaşların dünyası. Dışarıda bunlarla ilgilenmeyen ama değirmenin bir parçası olan avludakiler. Bu iki dünyada konuşulan konular, sorunlar, kaygılar bambaşkadır.

eskicinar.sokakEskicinar Sokak - Anlatılar -

Değirmenci rutubet kokusunu, küf kokusunu, yanmakta olan kablo kokusunun anında algılayabilmek için, beynindeki bu hattı sürekli açık tutar.

Işte, inceliği/kabalığı, güzel ve pis kokuyu, küflenmiş/ekşimişi, tazeyi/bayatı, alevi/koru, koruyu,nemliyi, esintyi/fırtınayı hissederek yaşamayı öğrenmek, değirmencilik zanaatının en belli başlli özelliğidir. Onun için, „Anlatılanlar, değirmencinin yaşama sol eliyle dokunuşudur“ diyebiliyorum