SAMUEL BECKETT’İN NOT DEFTERLERİ

Edebiyat okurları, 1989 yılında 83 yaşında Paris’te ölen İrlanda’lı yazar Samuel Beckett’in özel hayatıyla ilgili fazla bilgiye sahip değildir. 1969’da Nobel Edebiyat ödülünü kazandıktan sonra ilgi odağı olan yazarın Dublin doğumlu olmasına karşın hayatının önemli bir bölümünü Paris’te geçirdiği, 1940’de kentin Alman Ordularınca işgal edilmesiyle birlikte Fransız direnişcilerine katıldığı, biraz çekingen tavırları olan, ancak son derece nazik ve yardımsever bir kişi olduğu bilinmektedir. Ayrıca yazar dostlarından Harold Pinter’in çalışmalarına yardım ettiği, siyasi nedenlerle takip edilen yazar Vaclav Havel’e destek çıktığı anlatılmaktadır.

Beckett’in özellikle darda kalan yazarlara her fırsatta yardım etmesi çok takdir edilmiştir. Nobel edebiyat ödülü dolayısıyla kendisine verilen parayı da ihtiyacı olan yazarlarla paylaşmıştır.

Yirmili yaşlarında Almanyanın Kassel şehrinde yaşayan kuzeni Peggy Sinclair’e aşık olmuş, onun 1933 yılında ölmesinden dört yıl sonra Paris’e yerleşmiş ve orada daha sonra beraber yaşayacağı Suzanne D. Dumesnil’le yakın dostluk kurmuş, Fransız direniş grubunda onunla birlikte çalışmıştır.

Yukarıda saydığımız belli başlı bazı olayın dışında Becket’in nelerden hoşlandığı, hangi sanat dallarına yakınlık duyduğu, müzik zevkinin ve merakının ne düzeyde olduğu, sevdiği ressam, ya da heykeltraşların kimler olduğu, hangi yazarları takip ettiği, hangi kitaplardan etkilendiği, tiyatro oyunlarından hangilerini izlediği, hangi sahne sanatçılarıyla tanıştığı, kimleri beğendiği, kendi uslubunu geliştirirken nasıl bir estetik anlayışı benimsediği çok fazla bilinmemekteydi.

Edebiyat dünyasının belli başlı yazarlarından biri olan S.Beckett’le ilgili biyografi çalışmaları bir bakıma renksiz ve topal kalıyordu. Bu konuda çalışanlar diğer ünlü yazarların mektuplarına, seyahat notlarına, günlüklerine kolayca ulaşabiliyor ve gerekli bilgileri toplayabiliyorlardı. Bir yazarın yakın çevresinin kendisine yazdığı mektuplar da, onun hakkında ipuçları veriyordu. Beckett için ise bu kaynaklar çok sınırlıydı.

Yazarı tüm yönleriyle tanımamızı engelliyen iki önemli neden vardı. Birincisi; yazarın kendisinden kaynaklanıyordu. İçine kapanık bir yapısı olan Beckett, özel yaşamını radikal biçimde gözden uzak tutmuş ve bundan çok az kimseye söz etmiştir. İkincisi; yazarın ölümünden sonraki varislerinden kaynaklanıyordu.

Yeğeni Edward Beckett, yazarın Paris’deki Boulevard Saint-Jacques adresindeki evinin bodrumunda bir sandık içinde  bulduğu “ German Diaries/ Almanya günlüğü” adlı defterleri iyi bir biçimde muhafaza etmiş, ancak incelenmesine de izin vermemiştir. Yeğenin gerekçesi ise, bunların edebi metinler olmamasına dayanıyordu.

Elbette yazarın tuttuğu notlar edebi metin yerine geçmez, ancak bu tür günlükler okurun kendisini bütün yönleriyle tanımasını sağlar. Bunun dışında, günlükler ve mektuplar aracılığı ile ünlü eserlerin yazıldığı dönemin özellikleri daha iyi kavranabildiğinden, bu kitapların önemi belirgin biçimde ortaya çıkar.

Beckett araştırmacısı yazar Steffen Radlmaier’in  bu yıl (2011), Kleebaum Yayınevinden çıkan “Beckett Bavyera’da”adlı kitabında yazdığına göre, Beckett’in evinin bodrumunda bulunan günlükler toplam beş defterden oluşuyordu. Bunlar kırmızı renkli bir cilde sahipti ve üzerlerinde siyah renkli bir başlık vardı:” Memo Book”, yani bir tür “not-defteri”. Ayrıca Almanya seyahtinin son günlerinde alındığı anlaşılan siyah kaplı bir defter daha bulunuyordu. Bu defterlerdeki notlar 2. Ekim 1936 günü Hamburg’da başlıyor, 30. Mart 19374de Münih kentinde sona eriyordu.

Beckett’in yeğeni Edward Beckett’in, ünlü amcasının günlüklerinin yayınlanması söz konusu olduğunda aşırı tepki veren biri olduğunu bize yine Steffen Radlmaier aktarıyor.

Uzun süre gizemini koruyan bu günlükler bugün artık “Reading Üniversitesi”nin arşivine girmiştir. Günlükler kısmen de olsa incelemeye açıktır. Beckett’in Berlin ve Hamburg’la ilgili tuttuğu notlardan alıntılar yapılabilmektedir. Bütün bu zorluklara karşın Beckett’in biyografiyle ilgili çalışmalar yapan James Knowson ve Beckett uzmanı Mark Nixon yazarın günlüklerini yeterince inceleme fırsatını bulduklarını yine aynı kaynaktan öğreniyoruz.

Nihayet yukarıda 2011 yılında çıkan “ Beckett Bavyera’da” adlı kitabında araştırmacı yazar S.Radlmaier bizlere Beckett’in sözkonusu  gizemli “Almanya günlüğü”nü bütün ayrıntısıyla aktarıyor. Kitapta özellikle Beckett’in Bavyera eyaletinin başkenti Münih’te yaşadığı tuhaf olaylar ilgi çekicidir. 1936 Ekiminde başladığı Almanya seyahatini 1937 Martında Münih’te noktalayan Beckett, Almanyayı terketmeden beş gün önce (25 Mart 1937’de) Londra’daki arkadaşı Thomas McGreevy’ye yazdığı mektubun bir yerinde şöyle yazar: “ Seyahat sona erdi.Her zaman olduğu gibi, olay  gerçekte sonlanmadı, ama kafada bitti...Buradan ayrıldığım gün, çok mutlu olacağım...”

Beckett’in sonraki yıllarda tüm kariyerini etkileyecek, kendisi üne kavuşturan “ Godot’u Beklerken” adlı oyununun ilk kıvılcımlarının çaktığı bir karşılışma o tarihlerde (1937’de) Münih kentinde yaşanmıştır. Münih’te yaşayan Karl Valentin, Almanların en sevilen tiyatro sanatçılarından biriydi. Tanınmış bir komedyendi. Nazi döneminin en parlak yıllarında, bu mesleği sürdürmenin zorlukları bellidir.

Karl Valentin kendini entellektüel sananlar için halk tiyatrosu yapıyordu, ama o aslında oyunlarını beğenen entellektüllerden çok ürkerdi.

İsviçreli yazar Friedrich Dürrenmatt Beckett’le Valentin’in birçok ortak yanı olduğunu söylemiştir. Yazar S.Radlmaier’e göre de, K.Valentin’in Beckett’in 1948/49 yıllarında yazdığı “Godot’u Beklerken” adlı oyununda yer alan karakterlerden biri olma ihtimali çok yüksekti. Karl Valentin belki de bu oyundaki Vladimir’in, ya da Estragon’un konu mankeniydi; ya da ikinci perdede ortaya çıkan Pozzo ve Lucky karakterlerinden biri de olabilirdi. Bunun araştırılması da bizi belki tartışılması gereken ilginç konulara götürebilir.
Henüz Türkçeye çevrilmemiş olan “Beckett Bavyera’da” adlı kitabın Beckett’le ilgili basılmış en son belge niteliğinde olduğunu belirtelim. Edebiyat meraklıları için bu kitabın  bir an önce raflarda yerini almasını dileriz.


D/B Edebiyat Haberleri